Göz altı dolgusu, göz altı bölgesindeki çöküntüleri, koyu halkaları veya torbaları düzeltmek amacıyla kullanılan bir kozmetik prosedürdür. Bu işlem genellikle hyalüronik asit adı verilen bir dolgu maddesi kullanılarak gerçekleştirilir.
Göz altı bölgesi, ciltteki ince deri, yaşlanma, genetik faktörler, uyku eksikliği, stres veya yaşam tarzı faktörleri gibi birçok nedenden dolayı çöküntü veya torba oluşumuna yatkındır. Göz altı dolgusu, bu sorunları gidermek ve daha genç, dinlenmiş bir görünüm elde etmek için kullanılır.
Dolgu maddesi olan hyalüronik asit, cilde hacim ve nem kazandırır. Göz altı dolgusu işlemi sırasında, hyalüronik asit enjeksiyonuyla göz altı bölgesindeki çöküntü ve boşlukları doldurarak daha pürüzsüz bir görünüm sağlar. Bu işlem, genellikle lokal anestezi uygulandıktan sonra kısa bir sürede tamamlanır.
Göz altı dolgusu, kişiye daha genç ve dinlenmiş bir görünüm kazandırabilir. Ancak, her tıbbi işlemde olduğu gibi, potansiyel riskler ve yan etkileri de vardır.
İşte potansiyel yan etkilerden bazıları:
Bu yan etkilerin çoğu genellikle kısa süreli ve geçicidir. Ancak, herhangi bir yan etki veya komplikasyonun ortaya çıkması durumunda derhal sağlık uzmanınıza başvurmanız önemlidir. Uzman, durumu değerlendirecek ve gerekli tedaviyi sağlayacaktır.
Göz altı dolgusunun kalıcılığı, kullanılan dolgu maddesine ve kişinin metabolizma özelliklerine bağlıdır. Genellikle hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleri tercih edilir ve bunların etkisi geçicidir. Hyalüronik asit dolguları, genellikle 6 ila 18 ay arasında etkisini sürdürebilir. Bu süre, kişinin yaşam tarzı, metabolizması, dolgu maddesinin miktarı ve enjeksiyon tekniği gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.
Hyalüronik asit dolguları zamanla yavaşça vücutta parçalanır ve emilir. Dolgunun etkisi azalmaya başladığında, kişi isteğe bağlı olarak yeniden dolgu yaptırabilir. Dolgu maddesi vücuttan tamamen yok olmadan önce yeniden dolgu yapılması, istenen sonucun sürekli olarak korunmasına yardımcı olabilir.
Dolgunun kalıcılığını etkileyen diğer faktörler arasında kişinin yaşlanma süreci, cilt tipi, güneşe maruz kalma, sigara içme alışkanlığı ve genetik faktörler de bulunur. Bu nedenle, dolgunun kalıcılığı kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Önemli bir nokta, göz altı dolgusu işleminin tamamen geri döndürülebilir olmasıdır. Eğer kişi dolgunun etkisinden memnun kalmazsa veya istenmeyen bir sonuç ortaya çıkarsa, enzimatik yıkım veya diğer yöntemlerle dolgu maddesi çözülebilir veya giderilebilir.
Göz altı dolgusunun etkisinin tam olarak görülmesi ve yüze oturması, kişiden kişiye ve kullanılan dolgu maddesine bağlı olarak değişebilir. Genellikle, işlem sonrası hemen etki görülür, ancak tam sonuçlar dolgu maddesinin zamanla yerleşmesiyle ortaya çıkar.
Birçok kişi, göz altı dolgusunun hemen sonra fark edilebilir bir düzelme sağladığını bildirir. Enjeksiyon bölgesindeki çöküntülerin dolgu maddesiyle doldurulmasıyla birlikte, göz altı bölgesi daha dolgun ve pürüzsüz bir görünüm kazanabilir. Bu nedenle, işlemden hemen sonra pozitif bir etki hissedebilirsiniz.
Ancak dolgunun tam olarak oturması ve sonuçların en iyi şekilde görülmesi için birkaç gün ila bir hafta sürebilir. Bu süre içinde, dolgu maddesi cilt altında yerini alır, dokularla entegre olur ve istenen sonucu tam olarak sağlar. İşlem sonrası ilk günlerde hafif şişlik veya morluklar oluşabilir, ancak bunlar genellikle kısa süreli ve kendiliğinden geçicidir.
Yüzünüzdeki dolgunun tam olarak oturması için iyileşme sürecini beklemek önemlidir. Bu süre içinde cildinizin dinlenmesi ve iyileşmesi için düşük aktiviteli olmak, güneşe maruz kalmaktan kaçınmak ve sağlık uzmanınızın önerdiği bakım talimatlarını takip etmek faydalı olacaktır.
Dermatoloji ve kozmetik dermatoloji hakkında tüm merak edilenler için bize ulaşabilirsiniz.